Ozan ŞAH TURNA
(Halk Sanatçısı/Şair...)
Berlin/Almanya
HÜRRİYET Gazetesi-Editöre Mektup Köşesine(Sn. Ali Gülen)
Berlin den,11.12.2001
KARANLIĞA MUM YAKMAK!
SUYA SABUNA DOKUNMAK, KİRLİ KALMAMAK!...
Sayın Yayın sorumluları,
Toplumun çeşitli kesimlerinin görüşlerine yelken açarak, düşünce
denizinde buluşturduğunuz için sizleri kutlamayı sosyal ve
insani sorumluluk addediyorum...
Sevgili okuyucular, İnsan olarak anlam kazanabilmenin ilk koşullarından
biri; toplumundan, çağından sorumlu olabilmektir.Karanlıklara
ışık tutabilmektir...Eğrilik, büğrülük nerede olursa
olsun karşı olmak, tavır almak gerekir. Tabi, tüm bu ulvi
erekler için, haykıran koca yürekler'
ister!
Bazı sözde aydın etiketli kimseler var ki, sadece karşı
tarafın kirliliğine karşı çıkar; ama kendi safındakilere
dokunmaz. Zira, bir tarafın kirliliğine yaslanarak, belli kariyerlere
ulaşmak, bir takım rantlar elde etmek telaşındadırlar....SUYA
SABUNA DOKUNMAYAN KİRLİ KALIR! Oysa, gerçek demokrat ve
fikir-inanç-dava adamı olmanın ön koşulu: Her türlü kirliliğe
karşı durabilmektir. Neme lazımcı, bireysel çıkarlar
için dalkavuk olmamaktır. Gerektiğinde suya ve sabuna dokunmaktır.
Zira, suya sabuna dokunmayan el kirli kalır!...
YARIMAY AYDINLAR...Nasıl ki, yarım
ay lar etrafına yarım ışık saçarlar, kimi sözde
aydınım diyenler de, ışık saçsalar bile, bir tarafı
mutlaka karanlıkta kalır. Yarım olur. Onurlu insan, haksızlık,
düzenbazlık, adaletsizlik nereden ve kimden gelirse gelsin mücadelesini
vermeli.
İnsanlıkta ve Demokratlıkta çifte standart
lık olmaz. Gerek yakın çevresi, gerek ülkesindeki, gerekse de
Avrupa da veya Dünya nın neresinde olursa olsun, gayri insani uygulamalar
ve haksızlıklara aynı duyarlılıkta tavır almak,
-o da yetmez- mücadele etmek gerekir. Soyut lafazanlıkla ne aydın
olunur, hele ki mücadele adamı, erdemli demokrat hiç olunmaz!..
HAKSIZLIKLARA, ADALETSİZLİKLERE VE HER TÜRLÜ
BASKILARA VE SÖMÜRÜLERE KARŞIN AĞIR BEDELLER ÖDEYEREK MÜCADELE
KERVANIM SÜRDÜ, SÜRÜYOR.
Gerçek aydın olabilmenin gereği, sadece ülkemizdeki sömürü, baskı ve karanlıklara karşın değil; aynı zamanda Avrupa da da İnsanlık dışı uygulamalara karşın büyük mücadeleler verdiğim geniş kamuoyumuzun malümudur. En son, Almanya da Çocuklara vurulan vize zincirini kırmak ve yabancı düşmanlığına karşın birçok savaşımlarım arasında; Almanya cumhurbaşkanlığı sarayı önünde yaptığım açlık grevi. Ki, ağır mide kanaması geçirerek hastanede yaşam savaşı verdim. Bir kadın Halk sanatçısı-Ozanı olarak bendeniz bu ağır mücadeleleri verirken, sözde demokratlar veya Vatan-Millet Edebiyatı yapanlar neredeydiler?! Mangalda kül bırakmayanlar, hangi köşebaşlarında neler çeviriyorlardı?.. Çok bedeller ödedik, kirliliklere karşın aydınlık yarınlar için Sevgili Dostlar, Sayın okuyucular, pek tabii ki, herşeyin ağır bir de bedeli vardır... Bu anlamlı mücadelelerimi cezasız bırakmayacaklardı. Nitekim profesyonel sanat ve edebiyat üreticisi olmama rağmen, devletin kültür-sanat kurumlarından hiçbir desteği göremiyorum. (ki, yapıtları Türkiye ve dünya edebiyatına giren bir müzik-edebiyat üreteniyim naçizane). Dahası birçok başarılara ve ödüllere imza attım, sevgili, sanat-kadirşinas Halklar sayesinde. Mücadelesini verdiğim toplumlar bile, çıkarlarını, rahat ve rehavetlerini düşünme telaşına düşmüşlerdir.
" DOĞRU SÖYLEYEN DOKUZ KÖYDEN KOVULUR! " misali, her toplum ve inancın mert haykıranları, toplumu aydınlatanları pekçok acılara, baskılara ve entrikalara maruz kalmışlardır!...
Ama,
uzun yolculuklu İnsanlık aydınlatıcıları,
gelecekte onurla anılmışlar, tarihin silinmez sayfalarına
altın harflerle yazılmışlar. Ama, ya diğerleri insanlığa ne bıraktılar?.
Yarasalar ancak ışıktan kaçarlar!...Ama, onuncu köyler de
vardır. Selam olsun esenlikten, onurdan, güzellikten, mertlikten yana
Onuncu köylere...Kirlilikler sarmalı hep böyle sürmez ya...
Ağır-aksak ta olsa, çok büyük mücadeleler, aşamalar ve bedeller
pahasına da olsa...Yer küremiz ve İnsanlık hep iyiye, sevgiye,
birlikteliğe, dirliğe ve paylaşıma doğru yol alıyor.
Firavunların, işbirlikçilerinin, fikir ve inanç sömürücülerinin,
dalkavukların ilelebet payidar olduğu görülmemiştir. Akıbetleri
de, kocaman bir hiç ve onursuzluktur...
Gelin onur sofrasından kaşıklayalım. Ayrılıklarımzı değil; Aynılıklarımızı öne çıkaralım.
Çeşitli fikir ve inançların buket oluşturduğu bir memleket ve yeryüzü bahçesinde buluşalım! Dünya kimseye kalmaz, sevelim, sevilelim; tanış olalım Yunus misali... Seviş olalım, Bedrettin vari. Bir yapıtımın dizeleri ile yüreğinize konuk olmak, yaşamı paylaşmak istiyorum, gelecek, umut adına. Yaşanası bir Memleket ve Dünya davasında ödediğim ağır ve o denli de onurlu mücadelemde İnsanlığa bir armağan bırakabilmenin mutluluğu az olmasa gerek. O ulvi yolda Kervan olabilmek yolcu olmak, hancı olmak... Dahası, Yürekli, erekli, onurlu konuk olanlara aşk olsun...
Her
şeyin ranta, basit çıkarlara dönüştüğü, bu isli ve puslu
ortamda; varsın başımızdaki başsızlar
bizi anlamasın. Kirlinin değer vermesi,
ancak insanı kirletir. Varsın, kimi sözde yazarlar, bozarlar
ışıtanlara sırt çevirsin. Ahbap-çavuş ilişkileri,
yağdanlıklar lekelesin küçük-riya kokan sayfaları. İnsanlığın
yüreğindeki, milyonların gönlündeki sevgi, saygı sayfalarından
daha büyük ve anlamlı; dahası kalıcı ne olabilir ki?!...
Onurunu satmayanların, namuslu bilim adamlarının, erdemli
gerçek yazarların, adam gibi basın emekçilerinin...Dahası
yaşamı, sevgiyi yaratanların ve paylaşmasını
bilen karıncalar çokluğu, tüm Yurt içi ve birçok dünya coğrafyasında
geniş kitlelerin... Sevda-insanlık-haykırış türkülerinde
söylenmek... Büyük davaların, devaların, ciltler dolusu kitapların
sayfalarına yazılmak. Saman alevi gibi yanıp sönenlerden,
avuntu peşinde koşanlardan olmamaktır. Yani, kalıcı
adam gibi adam olmaktır! Gerisi boşuna, beyhuda, laf ı
güzaftır...
Gülün gül ile tartıldığı
Yaşanası bir memleket ve dünya
evinde, her Can a, Canan a, İnsana sevgiler, selamlar... Dostlukla...
İNSANI BAŞA TAÇ YAPTIM
(Tacı Tahtı Yıktım Canlar)
Ne eğildim, ne de saptım, Acılardan ilaç yaptım, İnsanı başa taç yaptım, Tacı tahtı yıktım Canlar! |
Özümü çektim darlara, Güneşim vurur karlara, Uyuyan bakar körlere, Acı acı baktım Canlar |
İnsanlık için yürüdüm, Bedenim korla bürüdüm, Mum oldum, yandım, eridim, Meşaleler yaktım Canlar |
Şah Turna yar yarasından, Güneş doğar arasından, Nesimi nin derisinden, Boynuma ip taktım Canlar!... |
Ozan ŞahTurna(Halk Sanatçısı-Şair)
(ŞahTurna Kültür ve Sanat Evi Onursal Başkanı)